Çocuklara ölümün hayatın bir parçası olduğunu renkli ve yumuşak bir dille anlatan güzel bir animasyon.
Bu hikâyenin ana kahramanı aşçılık eğitimi almak için çalışan; ebeveynleri, iki erkek kardeşi ve anneannesiyle birlikte yaşayan 12 yaşındaki Mary O'Hara. Girmek istediği yerel aşçılık okulundan geri çevrilir ama kendisine ikinci bir şans daha verilir. Tam da buna hazırlanırken çok sevdiği ve çok iyi anlaştığı büyükannesi Emer’in hasta ve ölmek üzere olduğunu öğrenir ve bunu asla kabul etmez. Aslında Mary en yakın arkadaşı Ava’nın ailesiyle İngiltere’ye taşınmasını da kabullenmez. Karşılaştığı her değişikliğe böyle itirazlar yöneltir.
Bisikletiyle parktan geçerken esrarengiz bir genç kadınla tanışır. Kadın Mary’i tanıyor gibidir. Adının Anastasia olduğunu söyleyen bu kadın, büyükannenin kendi annesinin hayaletidir aslında. Kızının sevdiklerine veda etmesine yardım etmek ve bu dünyadan güvenli bir şekilde ayrılmasına rehberlik etmek için gelmiştir. Mary yaşadığı stresli günlerden dolayı rüyasında kendisini bir köpeğin kovaladığını görüyordur.
Olaylar onları bir yolculuğa çıkmaya yönlendirir. Dört farklı kuşak aynı arabada bir araya gelir. İçlerinden biri hayalettir (Anastasia), biri ölmek üzeredir (Emer), biri araba kullanmaktadır (Mary’nin annesi Scarlett) ve biri de (Mary) yolun daha henüz başlarındadır.