FİRMA KAYIT
Geri Bildirim
Çocuklarda Cinsel Kimlik Gelişimi
Çocuklarda Cinsel Kimlik Gelişimi

Çocuklarda Cinsel Kimlik Gelişimi

842

Çocukların Cinsel Kimliği Nedir Nasıl Gelişir?

Cinsel kimlik gelişimi, çocuğun kendi bedenini ve bedeninin farklı bölgelerindeki duyumları keşfetmesi, kendi cinsiyetinin fiziki ve sosyal olarak farkına varması, başkalarının cinsiyetlerini ayırt edebilmesi, anne/baba ile özdeşim yapması, cinsiyet normlarına göre hareket etmesi gibi olguların bütününe denir.

Bu olgular tek bir günde ortaya çıkmaz, cinsel kimlik gelişimi bebek doğduğunda başlar ve genç bir yetişkin olana dek sürer. Anne ve babaların bu süreç konusunda bilgi sahibi olması çocuğun sağlıklı bir cinsel kimlik kazanabilmesi için oldukça önemlidir.

İnsan gelişiminin önemli bir parçasını kimlik gelişimi oluşturur. Kimlik gelişimi kısaca insanın “Ben kimim?” sorusuna verdiği cevap çerçevesinde şekillenir. Küçük bir bebek büyüdükçe çeşitli kimlikler edinmeye başlar. İlk olarak bebeğin kendilik algısı gelişir. Yani bebek büyüdükçe kendisinin bakım veren kişiden -ki bu genellikle annedir- ayrı bir varlık olduğunu algılamaya başlar. Bebeklik döneminin sona ermesi ve çocukluk döneminin başlaması ile birlikte cinsel kimlik algısı ve farkındalığı oluşmaya başlar. Bu dönemde doğada bulunan iki farklı cinsiyetle ilgili merakların oluştuğu görülmektedir.

Cinsel Kimlik Nasıl Gelişir ve Kaç Yaşında Oturur?

Psikanalizin babası olarak bilinen Sigmund Freud’un Psikoseksüel Gelişim Evreleri teorisine göre; Çocuk, yaşamının çeşitli evrelerinde birbirinden farklı cinsel gelişmeler gösterir. Bir evreyi tamamlayan çocuk, diğer evreye geçer.

Freud, ilk evreyi “Oral Dönem” olarak adlandırmıştır, bu evre, bebek 1-1.5 yaşına gelene dek sürer. Oral Dönemde bebek dünyayı ağzı ile algılayıp tanımaya çalışır, ağız bölgesiyle annesinden süt emer, anne memesi yerine geçen emziği emer, biberondan süt içer ve doyar. Bebek bunları yaptığında ağız bölgesinde oluşan duyumdan hoşlanır yani bebeğin bedeninde ilk ortaya çıkan erojen bölge ağzıdır.

2. Evre ise Anal Dönemdir; Bu dönem genellikle 18. ayda başlar ve 3 yaşın sonuna dek sürer. Bu evrede çocuk tuvalet eğitimi almaya başlar, tuvaletini tutma ve bırakmaya yarayan kasların kontrolüne hakim olmaya başlamasından ve bu tutma ve boşaltım eyleminden keyif alır. 2 yaşına gelene dek kız/erkek farkını biyolojik olarak bilmeyen çocuk, tuvalet eğitimi ve banyo sırasında kendi bedenini keşfetmeye ve dokunmaya başlar. Tuvalet eğitimi ve banyo zamanı, çocuğunuza cinsel organını basitçe anlatabilmeniz için iyi bir fırsattır.

Üçüncü yaşın sonlarına doğru ise Fallik Dönem başlar ve beş yaşın sonuna dek sürer. Bu evrede, cinselliğe karşı bir merak başlar ve haz duyulan bölge cinsel organlardır. Çocuk kendi bedenini tanımak ister ve cinsel organına dokunabilir, bu olduğu zaman çocuğa kızmak veya onu utandırmak çocuğun bedeninden ve cinsellikten utanmasına yol açabilir. Çocuk aynı zamanda başkalarının bedenini de tanımaya çalışır, bu sebeple çocuklar bu yaşlarda kendi aralarında doktorculuk/evcilik gibi bedene dokunulan oyunlar oynayabilir. Daha çok erkek çocuklarda mastürbasyon eğilimi görülebilir.  Freud’a göre, bu dönemde, hem erkek hem kız çocukların ilgi konusu penistir. Kız çocuklar daha önce bir penise sahip olduğunu ama hadım edildiğini düşünerek, cinsel dürtülerini ve sevgi beklentilerini bilinçdışı olarak bu organa sahip olan babaya yöneltir. Erkek çocuklar ise anneye hayranlık duyar ve hatta ilerde evlenebileceklerinin hayalini kurabilir ve bunun olması için babanın aradan çıkması gerektiğini düşünür. Babaya yönelttiği bu düşmanca duygular dolayısıyla ceza olarak baba tarafından hadım edilebileceğinden korkar. Bu nedenle, çocuğun 3-6 yaş arasında sünnet edilmesi çocuğu sıkıntıya sokabilir, 3 yaş öncesi sünnet için daha uygundur. Her iki cinsten çocuk için, anne-baba ve kendisi arasındaki bu karmaşa hemcins ebeveyn ile özdeşleşme sonucu sona erer. Bu süreçte baba erkek çocuk ile anne de kız çocuk ile iyi ilişki kurmalıdır. Eğer baba erkek çocuğa uzak olursa, çocuk babayı modelleyemez ve özdeşim yapamaz, bu cinsel kimlik gelişimi için zararlıdır.

Eğer baba çocukla vakit geçirir ve onunla iyi bir ilişki kurarsa çocuğun bu dönemde duyduğu korku azalır ve çocuk baba gibi davranmaya başlayarak erkek olmayı öğrenir, anne ile birlikte olma hayallerini bırakır. Aynı şekilde, kız çocuk ve anne aralarında iyi bir ilişki kurarsa, kız çocuk anneyle cinsel özdeşim yapacak ve ona benzeyecektir, böylelikle de babadan beklentileri son bulacaktır. Eğer kız çocuğun annesi, erkek çocuğun babası çocuğun yanında bulunmuyorsa, bu çocukların modelleyebilecekleri bir hemcinsinin evde bulunması cinsel kimlik gelişimleri için iyi olur. Eğer çocuk hemcinsi ile özdeşim yapamazsa karşı cins ile özdeşim yapabilir, bu da cinsel kimlik gelişimi açısından sağlıklı olmaz. 3 yaşından itibaren çocuk kendi cinsi ile oynamayı tercih eder.

Fallik dönem çocuğun hem cinsi olan ebeveynini bir çeşit rakip olarak gördüğü, onu kıskandığı, onunla yarıştığı bir dönem olabilmektedir. Yine bu dönemde çocukları, karşı cinsten olan ebeveynine daha düşkün oldukları görülmektedir. Bu gelişim evresinin psikolojik açıdan sağlıklı olarak geçirilmesi halinde çocuk hemcinsi olan ebeveyni ile özdeşim kurarak toplumsal cinsiyet rollerini öğrenir. Bu dönemde karşılaştığımız durumlardan birisi de cinsel kimlik gelişimi ile ilgili meraktır. Çocuklar; kendi cinsiyetleri ile karşıt cinsiyetin farklarını sorgularlar. Anne babalar, “Ben dünyaya nasıl geldim?”, “Kızlar ve erkekler tuvaletlerini neden farklı şekillerde yapıyor?” gibi sorularla karşılaşılabilmektedir. Cinsel kimlik gelişimi ve cinsiyet rolleri ile ilgili çocuğunuzun yönelttiği soruları uygun bir biçimde cevaplandırarak meraklarını gidermelerine yardımcı olmanız bu dönemin sağlıklı olarak geçirilebilmesi için ve gelecekte de çocuğunuzla aranızdaki iletişimin kuvvetli olabilmesi için son derece önemlidir.

Çocuğunuzdan gelen soruları cevaplamadan önce onların yaş grubuna bu durumun nasıl anlatılabileceği ile ilgili okumalar yapmak, sordukları kadarını cevaplamak, kafa karıştırıcı ifadelerden kaçınmak, çocuğun sorularına olumsuz veya abartılı tepkiler vermemek son derece önemlidir. Çocuk ayıplanmamalı, merak ettiği şeylerden ötürü utandırılmamalıdır. Sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimi için anne babaların hassas davranmaları ve çocuğa bu tür merakların kabul gördüğünü, çocuğun meraklarından ötürü yadırganmadığını hissettirmeleri gerekmektedir. Çocuklar çok küçük yaştan itibaren hatta iki, üç yaşında kız ya da erkek olduğunu söyleyebilirler. “Annemle biz kızız, babam erkek” gibi tanımlamaları yapabilirler.  

4. Evre Latent Dönemdir. Bu dönem genellikle 6-13 yaş arasındadır. Bu süreçte çocuğun cinsel dürtüleri durgunluğa geçer ve çocuk onun yerine okul eğitimine ve arkadaşlar edinmeye odaklanır.

5. Evre Genital Dönemdir. Bu evre ergenliğin başlangıcı sayılabilecek 11-13 yaşlarından genç yetişkinlik dönemine dek sürer. Bu dönemde, fizyolojik ve hormonal değişiklikler ile cinsel dürtüler tekrar uyanır. Ergen anne ve babasından bağımsızlaşmaya başlayarak karşı cins ile romantik ilişkiler kurmayı öğrenir.

Cinsel kimlik gelişimi hayatın ilk yıllarında oluşmaya başlar. Çekirdek cinsel kimliğin çocukluğun ilk iki yılında başladığı fakat cinsel kimlik duygusunun yerleşmesinin 3-4 yaş dolayında olduğu belirtilmektedir. Erken çalışmalar, çocukların kendi cinsiyetlerini ortalama 30 aylıkken anlamaya başladıklarını göstermiştir. Dört yaşına gelen bir çocuk, toplumda kadın-erkek ayrımını yapabilir. Kendini kız ya da erkek olarak tarif edebilir. Yaş ilerledikçe kızlar kızlarla, erkekler ise erkeklerle birlikte vakit geçirmeye başlarlar. Çocukların kendi cinsel kimlikleri belirginleştikçe toplumsal normlara göre renk tercihleri, oyuncak tercihleri, kıyafet tercihleri, arkadaş tercihleri kendi cinsel kimliği etrafında şekillenir. Çocuklarda cinsel kimlik gelişiminin bazı evrelerden geçtiği belirtilmektedir. İlk evrede çocuklar kendilerinin ve başkalarının cinsiyetlerini tanımlamayı öğrenmektedirler. İkinci evrede cinsiyetin zaman içinde değişmediğini anlarlar. Cinsel kimlik oluşumu her şey yolunda gittiği takdirde, yani biyolojik yapı üzerine sağlıklı özdeşim kaynakları ve çevre koşulları sağlandığında normal olarak kazanılan bir süreçtir. Fakat genetik aktarım, biyolojik yatkınlık, ilk çocukluk yıllarında yaşanan yanlış özdeşim, anne babanın tutum ve davranışları ile kendi kimlik algılarındaki sorunlar, etkisiz ve ilgisiz veya aşırı koruyucu ve dominant bir yapısı olması, cinsel istismar, travmalar cinsel kimlik sorunlarının yaşanmasına sebep olabilmektedir. Bu noktada en çok yapılan hata çocuğun karşıt cins oyun ve oyuncaklarına yöneldiği için suçlanması, “Onlar kız/erkek oyuncakları, sen kız mısın/erkek misin ki onlarla oynuyorsun” şeklinde çocuğun küçük düşürülmesidir. Bu durum çocukta cinsel kimlik sorununu derinleştirir. Halbuki çocuk cinsel kimliğini seçmez. Yukarıda değindiğimiz gibi bazen biyolojik nedenlerle, bazen psikolojik yaşantılar sonucunda, bazen de sosyal çevreden kaynaklı durumlarla cinsel kimliğini şekillendirir. Burada ailenin yapması gereken çocukla kişisel bir mücadele içine girmek yerine çocuklarla çalışma alanında uzmanlaşmış bir psikolog desteği almaktır.

Çocuğun Cinsel Kimlik Gelişiminde Anne Baba Tutumları Nasıl Olmalı?

Bahsetmiş olduğum Fallik Dönemde, çocukların cinsellik konularına merakı arttığından anne ve babalarına kız-erkek farkı, çocukların nerden geldiği gibi sorular sorabilirler. Bu konular ile ilgili merak ettikleri şeyleri yaşlarına uygun olarak açıklamak çok büyük önem arz etmektedir. Eğer bu sorular geçiştirilir, susarak yanıt verilir veya kızılırsa çocuk bu konuların yasak, kötü ve utanılacak bir şey olduğunu öğrenir, bu öğrenilmiş bilgiler ilerde çeşitli cinsel sorunlara neden olabilmektedir. Çocuk bu soruları sorduğunda aileden iyi bir tepki alamazsa, onlar yerine arkadaşlarından bilgi almaya çalışabilir, bunun da sonu pek iyi olmaz. Örneğin, yeni bir kardeşin doğumu, çocuğa bebeklerin nerden geldiğini anlayabileceği şekilde söylemek için uygundur. Cinsiyet farkını ise, tuvalet eğitimi veya banyo sırasında öğretebilirsiniz. Çocuk cinsel organına dokunduğu zaman kızmayın, bedenini keşfetmeye çalışması oldukça normaldir.

Özellikle, 3 yaşta başlayıp 5 yaşın sonuna dek süren Fallik Dönemde çocuğunuza aşkım, sevgilim gibi sözcükler kullanmayın, bu çocuğun rol karmaşası yaşamasına neden olur. Örneğin, annenin eşine söylediği gibi oğluna da aşkım, sevgilim demesi çocuğun babayı görmezden gelip anne ile birlikte olma hayalini sürdürmesine neden olabilir, bu durumda çocuğun baba ile özdeşleşmesi zor olur. Hangi yaşta olursa olsun, çocukları dudaktan öpmek de yanlıştır. Siz bunu yaptığınızda çocuk bunu normal bir şey olarak görür ve bir yabancının da bunu yapması olağanlaşır. Çocuğunuza cinsel organlarının özel bölgeler olduğunu öğrettiğiniz gibi, dudakların da özel bir bölge olduğunu ve kişinin kendisinden onay alınmadıkça dokunulmaması gereken yerler olduğunu söyleyin.

Aynı zamanda, çocuğun hangi oyuncakla veya hangi cinsiyete sahip çocukla oynayacağına karışılmamalıdır: “Bununla oynama, sen erkeksin.” gibi cümleler çocuk için zararlıdır. Kız çocuklara öfkelerini örtmeleri, erkek çocuklara üzüntülerini gizlemeleri öğretilmemelidir, her iki cinsteki çocuk her türlü duygusunu gösterme konusunda serbest olmalıdır. Psikoseksüel gelişim evrelerine hakim olmanız, çocuğu dinlemeniz ve sorularını yaşına uygun şekilde yanıtlamanız, onunla iyi bir ilişki kurmanız çocuğun sağlıklı cinsel kimlik gelişimi için yapabileceğiniz en önemli şeylerdir.

 Sevgiler...


Uzman Klinik Psikolog