Anne olmadan önce çoğumuzun zihninde belirli kalıplar vardır. Sanırız ki her anne adayı, hamile olduğunu öğrendiği an bebeğine büyük bir aşkla bağlanır. Doğumla birlikte her şey yoluna girer, içgüdüler devreye girer ve tüm anneler ne yapacağını bilir. Oysa gerçek hayat böyle işlemiyor. Hamilelik süreci sona erdiğinde başlayan annelik yolculuğu, çoğu zaman beklenenden daha karmaşık, duygusal ve şaşırtıcı olabiliyor.
Doğumdan sonra, hastane odasında başlayan o “acemi annelik” serüveni; yetersizlik korkusu, uykusuzluk, hormonal dengesizlikler ve çevreden gelen bitmek bilmeyen tavsiyelerle daha da karmaşık hale gelebiliyor. İnsan, “Bende bir gariplik mi var?” diye düşünmeden edemiyor. Çünkü televizyonda izlediğimiz dizilerde, reklamlarda, sosyal medyada ya da yakın çevremizde gördüğümüz annelik halleri, çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor. Herkes kusursuz görünüyor; anneler ne zaman ne yapılması gerektiğini biliyor, bebeklerine anında bağlanıyor. Oysa perde arkasında neler yaşandığını kimse tam olarak bilmiyor.
İşte burada farkındalık devreye giriyor. Bebeğinizle bağ kurmak için kendinize zaman tanımak, bu sürecin en doğal hakkınız olduğunu bilmek çok önemli. Annelik, bir anda tüm cevapları bildiğiniz sihirli bir deneyim değil. Öğrenilen, zamanla gelişen ve her annenin kendine özel yaşadığı bir yolculuktur. Bebeğinizle aranızdaki bağ zamanla oluşur; onunla geçirdiğiniz anlarda, uykusuz gecelerde, ilk gülüşünde, ilk adımında, sarıldığında... Bu bağ bir anda değil, anı biriktirdikçe derinleşir.
İlk çocuğunuzsa, bu sürecin daha da zaman alması oldukça normaldir. Kendinize karşı anlayışlı olun. Duygularınız dalgalanabilir, bazen ağlamak isteyebilirsiniz, bazen hiçbir şey yolunda gitmiyormuş gibi hissedebilirsiniz. Ancak unutmayın, bu geçici bir dönem ve her geçen gün biraz daha güçlendiğinizi göreceksiniz.
Annelikteki bu bağ kurma süreci sadece bebeğinizle değil, aynı zamanda kendi ruh halinizle de yakından ilgilidir. Kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeden, kendinize iyi bakarak bu yolculuğu daha sağlıklı geçirebilirsiniz. Çünkü iyi hisseden bir anne, bebeğine de iyi gelebilir. Siz sadece bir anne değil, aynı zamanda bir insansınız. Duygularınız, ihtiyaçlarınız, yorgunluğunuz, neşeniz, her biri önemli ve değerlidir.
Sonuç olarak, mükemmel anne olmaya çalışmak yerine, yeterince iyi bir anne olmayı hedeflemek daha gerçekçidir. Kendinize zaman tanıyın, bu yolculuğun tadını çıkarın ve her annenin kendi gerçeği olduğunu unutmayın. Unutmayın ki sizin yaşadıklarınız, birçok annenin sessizce yaşadıklarıyla büyük benzerlikler taşıyor. Yalnız değilsiniz ve her şey zamanla daha güzel olacak.
Filiz Tekneci
Okul Öncesi Öğretmeni