Otizm spektrum bozukluğu, bireylerin doğuştan sahip olduğu ve hayat boyu süren bir nörogelişimsel farklılıktır. Otizm, kişinin sosyal etkileşimde, iletişimde ve davranışsal kalıplarda farklılıklar yaşamasına neden olabilir. Bu farklılıklar, her bireyde farklı derecelerde ve şekillerde kendini gösterebilir.
Otizmle ilgili en yaygın sorulardan biri ise, “Otizm geçer mi?” sorusudur. Bu sorunun arkasında, ebeveynlerin çocukları için en iyisini istemeleri yönündeki arzuları yatar. Ancak bilimsel ve tıbbi gerçekler, otizmin “geçen” bir durum olmadığını ortaya koymaktadır.
Otizm Tedavi Edilebilir mi?
Otizm bir hastalık değil, bir nörolojik farklılıktır. Bu nedenle, otizmin “geçmesi” ya da “iyileştirilmesi” gibi bir durum söz konusu değildir. Otizm spektrumundaki bireyler, hayatları boyunca bu durumla yaşarlar. Ancak otizm spektrumu çok geniştir; bazı bireyler daha hafif semptomlar gösterirken, diğerleri daha yoğun destek ve yardıma ihtiyaç duyabilir. Otizmle ilgili birçok tedavi ve destekleyici terapi mevcuttur, ancak bu tedaviler otizmi ortadan kaldırmayı değil, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, iletişim becerilerini geliştirmeyi ve günlük hayatta daha bağımsız olabilmesini sağlamayı amaçlar.
Bu tedaviler şunları içerebilir:
• Davranış terapileri: Özellikle Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) gibi yöntemler, otizmli bireylerin sosyal etkileşim ve iletişim becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.
• Dil ve Konuşma Terapisi: İletişim becerilerini geliştirmek için konuşma terapileri etkili olabilir.
• Ergoterapi: Duyusal hassasiyetleri olan bireyler için duyusal bütünleme terapileri rahatlama sağlayabilir.
• İlaç tedavisi: Otizmin kendisini değil, otizmle birlikte ortaya çıkabilen anksiyete, depresyon ya da hiperaktivite gibi ek sorunları yönetmek için kullanılabilir.
Bu tedaviler otizmi “geçirmez,” ancak bireylerin yaşamlarını daha rahat ve bağımsız sürdürebilmeleri için destek sağlar.
Otizm “Geçici” Bir Durum mudur?
Otizmin geçici ya da tedavi edilebilir bir durum olduğu yönündeki yanılgılar, bazen erken yaşlarda tanı alan çocukların gelişim göstermesi ve bazı semptomlarının hafiflemesiyle ortaya çıkabilir. Özellikle erken teşhis ve yoğun terapi desteği alan çocuklarda, sosyal etkileşim, dil gelişimi ve davranışsal düzenlemeler gibi alanlarda ciddi ilerlemeler gözlenebilir. Ancak bu ilerlemeler, otizmin tamamen geçtiği anlamına gelmez. Otizmli bireyler, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de spektrumda kalmaya devam ederler; bu sadece onların bu farklılıklarla nasıl başa çıktıkları ve çevreyle nasıl etkileşim kurduklarıyla ilgilidir. Yanılgılar ve Farkındalık Eksikliği Otizmin “geçebilir” olduğu yanılgısı, genellikle toplumda otizmle ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklanır.
Otizm hakkında daha fazla farkındalık yaratıldıkça, bireylerin otizmi bir hastalık ya da bozukluk olarak görme eğiliminden uzaklaşıp, bir farklılık olarak kabul etmeleri daha olasıdır. Bu yanlış algılar, otizmli bireylere ve ailelerine yönelik baskıları artırabilir ve onların gerçek ihtiyaçlarını göz ardı edebilir. Bu nedenle, toplumda doğru bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları oldukça önemlidir. Kabul ve Destek: Asıl Amaç Otizm spektrumunda yer alan bireylerin ve ailelerinin en büyük ihtiyacı, toplumun otizmi anlaması ve bu bireylere destek sunmasıdır. Otizmli bireylerin topluma entegrasyonu, eğitim hayatlarında ve sosyal yaşamda başarılı olmaları, doğru destek ve anlayışla mümkün olabilir. O
tizmli bir bireyin yaşam kalitesini artırmanın en etkili yolu, onların farklılıklarını kabul etmek ve bu farklılıkları destekleyici yaklaşımlar benimsemektir. Otizmli bireyler, doğru koşullarda büyüyüp gelişebilir ve topluma katkıda bulunabilir. Onların potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmeleri için gereken şey, otizmin bir “hastalık” olmadığını anlamak ve bu bireyleri olduğu gibi kabul etmektir. Unutulmamalıdır ki, otizmli her birey farklıdır ve her biri kendi yetenekleri, ilgi alanları ve güçlü yanlarıyla benzersizdir.
Sonuç Olarak Otizm geçmez, ancak doğru destek ve yaklaşımla otizmli bireyler yaşamlarını daha kaliteli, mutlu ve bağımsız bir şekilde sürdürebilirler. Otizmi bir “geçici durum” ya da “iyileşmesi gereken bir sorun” olarak görmek yerine, bireylerin farklılıklarına saygı duymak ve bu farklılıkları en iyi şekilde anlamak en doğru yaklaşımdır. Otizmli bireyler ve aileleri için en büyük armağan, sevgi, anlayış ve kabul dolu bir topluma sahip olmaktır.
Salih Arslan
Dil ve Konuşma Terapisti
