Kekemelik
Kekemelik konuşma sırasında hece tekrarları, ses tekrarları, seslerin uzatılması, takılmalar ve tutukluk ile karakterize bir akıcılık bozukluğudur. 2-4 yaşlarında başlayan kekemelik zamanla kendiliğinden düzelebilirken 5-6 yaşlarında gerçek kekemelik başlar ve akıcılıkta meydana gelen bozuklukların düzelmesi için özel uygulama ve terapiler gerektirebilir (Çakır, 2004).
Kekemelik gelişimsel ve edinilmiş olmak üzere iki gruba ayrılır. Gelişimsel kekemelik kalıtım, genetik faktörler veya çevresel faktörler etkisiyle ortaya çıkan hastalıklara bağlı kekemelik türüdür. Edinilmiş kekemelik ise iki gruba ayrılır. Bir kaza sonucu nörolojik hasarlara bağlı oluşan kekemeliğe ‘Nörojenik Kekemelik’, yaşanan bir travmaya bağlı oluşan kekemeliğe ise ‘Psikojenik Kekemelik’ denir. Psikojenik kekemeliği tetikleyen en önemli durumlar kaygı ve strestir. Bu durumların ortadan kalması kısa sürede kekemeliği de ortadan kaldırabilir.
Çocuklarda edinilmiş kekemelik artmış olmakla birlikte bu artışın en büyük sebebinin aile bireylerinin çocuğa gösterdikleri sevgi ve ilginin yetersiz olması, giderek azalması veya ebeveynlerin çocukları arasında ayrım yapmaları olduğu belirtilmektedir (Yavuzer, 2017). Ebeveynlerin çocuğa karşı davranışlarının değişmesi, aileye yeni bir kardeşin gelmesi ve ilginin kardeşe yöneltilmesi gibi durumlar çocuklarda travmaya sebep olabilmektedir. Travmaya bağlı olarak çocuklarda anksiyete ve kaygı durumu artar ve buna bağlı kekemelik görülebilir.
Kardeş Kıskançlığı
Çocukların bir kardeşe sahip olmaları onları dil, motor, sosyal, bilişsel yönden olumlu etkiler. Kardeş ilişkileri diğer bireylerle kurulan ilişkilere göre kişilerin hayatlarını daha çok etkiler ve bu etkiler uzun süre devam eder. Çocukların kardeşleri ile kuracakları iletişim ve etkileşim onları olumlu olduğu kadar olumsuz da etkileyebilir. Bu sebeple kardeşlerin birbirleri ile ilişkilerinin kalitesi oldukça önemlidir.
Kardeş rekabeti veya kardeş kıskançlığı önemli bir problemdir. Uzmanlar tarafından kardeş rekabeti ve kardeş kıskançlığı normal duygular olarak kabul edilse de bu duygulara bağlı olarak ortaya çıkan ek patolojiler ileriye dönük ciddi problemlere sebep olmaktadır.
Kardeş kıskançlığı daha çok evin önce doğan çocuğunda yeni doğan kardeşe yönelik görülür. Yeni bebeğin gelmesiyle veya annenin hamileliğinin son evrelerinde kendisine olan sevgi ve ilginin azalacağını düşünen çocukta kaygı durumu artar ve kardeşine karşı kıskançlık duygusu gelişir. Aslında bu kıskançlık duygusu çocukların kardeşlerine bağlı olarak değil, anne-baba veya diğer yetişkinlerin çocuğa karşı davranışların değişmesiyle ortaya çıkan bir duygudur. Çocuklar bu süreçte genellikle ilginin kendi üzerlerinde olmasını sağlamaya çalışırlar. İlgi çekmek için saldırganlık, öfke nöbetleri, hırçınlık gibi davranış bozuklukları gösterebilirler. Bazı çocuklar ise kıskançlık duygusunu daha çok içe kapanıklık, konuşmada bozulmalar, kekemelik gibi kendilerini etkileyen durumlarla ortaya koyarlar (Yavuzer, 2011).
Kardeş Kıskançlığını Önlemeye Yönelik Öneriler
- Çocukla mutlaka özel zaman geçirilmeli ve bu zamanı kaliteli aktivitelerle harcanmalı.
- Anne doğum sonrasında yaşadığı sıkıntıları çocuğun yanında belirtmemeye özen göstermeli. Çocuk kardeşinin gelişiyle annesinin sağlık durumunun bozulduğunu düşünmemelidir.
- Bebekle geçirilen zamana çocuk da dahil edilmeli.
- Çocuğun kardeşini sevmesine ve kucağına almasına kontrollü bir şekilde izin verilmeli.
- Çocuk uzun süreli olarak evden başka bir yere gönderilmemeli.
- Aile üyeleri çocuğu memnun etmek için kardeşi hakkında kötü yorumlarda bulunmamalı.
Büşra Aksoy
Çocuk Gelişimci