Bir bebek dünyaya geldiği andan itibaren en temel ihtiyaçlarından birisi de güven ihtiyacıdır. Çünkü ana rahmi bir bebek için ideal sıcaklıkta, ışıkta ve en önemlisi de dışarıya karşı koruyucu bir kalkan şeklinde olup tüm ihtiyaçları ister istemez bebeğin karşılanıyordu. Ama bir bebek dünyaya geldiğinde çok gürültülü, parlak ışıklı güvensiz bir yere doğduğundan dolayı ebeveynlerin onu güvende hissettirmeleri gerekmektedir. Çünkü biz kendimizi güvende hissedersek o zaman ilişki kurmaya ve dünyayı keşfetmeye başlarız. Eğer bir bebek kendini güvende hissetmezse fiziksel olarak büyümesi devam etse de psikolojik ve duygusal alanlarda gelişemez. Erikson ‘un Psikososyal Gelişim Kuramında da belirtildiği gibi bebeklerin ilk 1 yıllarında güvene ihtiyaç duyarlar. Bir bebeğin ihtiyaçlarını karşılarken sözel olmayan bu ihtiyaçlarının da karşılanmasına ebeveynlerin özen göstermeleri gerekir.
Bebek anne karnındayken annenin hissettiği duyguları anlayıp onlardan etkilenmektedir. Yapılan araştırmalara göre annenin morali bozuksa bebekte olumsuz olarak etkilenmekte ve bebeğinde kalp atışları hızlanmaktadır. Bebekler anne karnındayken primer bakım verenlerinden biri olan anneye bağlanmaya başlar.
Bowlby’e göre bir çocuğun sosyal , duygusal, bilişsel gelişimleri açısından anne çocuk ilişkisi çok önemlidir. Bowlby’e göre çocuklar dünyaya bağlanmaya programlanmış halde gelmektedirler. Çocuklar hangi koşullarda olursa olsun her zaman bağlanırlar. Annesi çocuğu sevmese de , çocuğa bakım vermese de çocuk yine annesine bağlanır. Çocuklar sadece tek bir figüre değil birden fazla figüre bağlanırlar. Bu yüzden bebeğin ilk zamanlarında anne ile daha çok vakit geçirse de baba da çok önemlidir. Çünkü çocuğun bakımı ve büyütülme süreci tek bir kişinin yapabileceği bir sorumluluk değildir. Ebeveynlerin ortaklaşa üstlenmeleri gereken bir sorumluluktur. Bebek babaya da bağlanmaktadır.
Kısacası bir bebek doğarken kendisine bakım verenlere karşı bağlanma hissiyle dünyaya gelmektedir. Bu hissimiz ne kadar fazla olursa ilerideki hayatımızda da streslere karşı baş etme kapasitemiz ve duygusal dayanaklılığımız fazla olmaktadır. Anneyle kurulan ilk temas, ilk bağlanma sürecimiz gelecekteki yetişkinlik hayatımızı da olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir.
İpek Türe
Klinik Psikolog
