Hastalıklara tanı ve teşhis konulmasında oldukça etkili olan ultrason, hastalarının iç organlarını daha iyi bir şekilde gözlemleyerek ayrıntılı olarak hasta bedenindeki rahatsızlığı teşhis edebilmek amaçlanmaktadır. Peki, sürekli ultrasona girmenin zararları var mıdır?
Yaklaşık 40 yıl önce kullanılmaya başlanan ultrason cihazları günümüz teknoloji gelişmelerinden faydalanmıştır. Tedavi gözlem süreçlerini daha iyi inceleyebilmek, teşhis koyabilmek kolaylaşmıştır. Ancak günümüzde en çok merak edilen konulardan biri de ultrasonun herhangi bir zararı olup olmadığıdır.
Sağlığı Tehdit Etmiyor!
Hamilelikte bebeğin gelişimini takip edebilmek, hareketlerini izleyebilmek, kalp atış sesini duyabilmek, cinsiyetini öğrenebilmek, bebekteki anomalileri tespit etmek ve daha birçok şey için ultrasona ihtiyaç duyulmaktadır. Hastalıkta ve sağlıkta artık günlük hayatımızda sıklıkla başvurduğumuz ultrasonun insan sağlığını tehdit eden bir zararına rastlanılmamıştır. Anne adaylarının da belirli periyotlarla ultrasona girmelerinin zararı yoktur.
Ultrasonun ışın niteliğinde anlaşılması, zararlı olduğu algısını yaratmaktadır. Bu kesinlikle yanlış bir algıdır. Ultrason ışın değildir. Ultrason, insan kulağının duyamayacağı frekansta ses dalgalarından oluşan efektlerin görüntüsünü cihaza yansıtılmasıyla sonuçlanmaktadır. Sonuç olarak ultrasonlarda X- ışınları kullanılmamaktadır.
Hamilelikte Ultrason
Ultrason incelemesi esnasında yaşanan ısı artışının hangi dönemlerde hangi risklere yol açtığı yönünde kesin bir veri bulunmamaktadır.
Ultrasonun kaç kez kullanılması gerektiği konusunda herhangi bir kural bulunmamaktadır.
Bebeğin temel sağlık durumunu öğrenmek için 7-8 kez ultrasona girmek yeterlidir. Çok uzun süre ultrasonun bebekte yaptığı etkiler bilinmemektedir. Sonuç olarak ultrasonda ses dalgaları kullanılması nedeniyle bireye herhangi bir zarar vermiyor. Yalnız bebeğin kaşı gözü kime benziyor, kulağı kepçe mi?’ gibi soruları öğrenmek, aileye bebeğin yüzünü göstermek gibi nedenler yüzünden işlemi gereğinden fazla uzatmamak gerekiyor.
