1- Doktor kontrollerine birlikte gidin
Hamilelik sürecinde en çok etkilenen kişi doğal olarak anneler. Anneler, hamilelik sürecinde yaşananlara ilişkin tüm bilgileri, babalardan daha iyi biliyorlar. Sizin de bu sürecin içinde olmanız gerekiyor. Yalnızca ‘gözlemci’ olarak kalan baba adaylarında en sık rastlanan durum ise, telaş. Neler olup bittiği konusundaki az bilgi, en küçük bir değişiklik durumunda daha da telaşlanmalarına neden oluyor. Günümüzdeki babalar bu konuda oldukça şanslı. Dergiler, kitaplar, internet yoluyla pek çok bilgi edinebiliyorlar. Bilgi edinmenin diğer yoluysa doktor kontrollerinde eşinizi yalnız bırakmamak. Böylelikle baba adayı olarak, neler olduğunu öğrenmek için doktor kontrollerine mümkün olduğunca birlikte gitmeniz faydalı olacaktır.
2- Ultrasondan izleyin
Özellikle bebeğinizin ilk kalp atışının duyulduğu muayene gününde ya da bebeği görebileceğiniz ultrason incelemesinde bulunmanız, onun varlığına alışmanızı daha da kolaylaştıracaktır.
3- Hamile olduğunuzu düşünün
9 ay boyunca siz de eşiniz gibi abur cubur yemeye son verebilirsiniz. Sigara içmeyip alkol kullanmayabilir ve arkadaşlarınızla yaptığınız akşam görüşmelerine bir süre ara verebilirsiniz. Böylelikle hem eşinizi daha iyi anlamış olur; hem de bebeğiniz için fedakarlıkta bulunmuş olursunuz.
4- Eşinizin karnına dokunun
Doğmamış bebeğinizle ilişki kurmanın en iyi yolu eşinizin karnına dokunmaktır. Böylelikle onun hareketlerini hissedebilir; okşamalarınızla onu kendi varlığınızdan haberdar edebilirsiniz. Onu okşarken bir yandan da konuşabilirsiniz. Eğer koyacağınız isimde kararlıysanız, onu ismini söyleyerek sevin. Tekmelerine, minik dokunuşlarla cevap verin.. Çünkü bebekler anne karnındayken bile farklı sesleri algılayıp cevap verebilir ve ışığı ayırt edebilirler.
5- Diğer babalarla konuşun
Ailedeki diğer babalarla konuşmak ve neler yaşadıklarını dinlemek kendinizi babalığa alıştırmanızda kolaylık sağlayacaktır. Diğer babalarla konuşmaya zaman ayırın. Endişeleriniz ve korkularınızı paylaşmanız, aynı duyguları yaşayan bir babanın tavsiyeleriyle azalabilir.
6- Birlikte alışverişe çıkın
Bebeğiniz için alışveriş oldukça eğlenceli olacaktır. Alışverişe çıkmadan önce bebeğinizin odasına dair ayrıntılı bir plan yapın. Oda rengine karar verip ona göre de eşyanın rengini belirlemeniz daha kolay olacaktır. Sonra da tulumundan biberonuna kadar tüm ihtiyaçlarının bir listesini çıkarın. Her şeyi aynı anda almasanız bile, zaman içine yayarak parça parça alabilirsiniz.
7- Birlikte hayal kurun
Babalığa kendinizi alıştırmanın en güzel yollarından biri de hayal kurmaktan geçer. Çocuğunuzla oyun oynarken, bisiklet kullanmayı öğretirken, tatile gittiğinizde babanızdan öğrendiklerinizi ona anlatırken hayal edebilirsiniz. Bu hayallere eşinizin de katılmasını sağlamak, bir aile olmanın sıcaklığını hissetmenizi sağlayabilir.
8- Duygularınızı saklamayın
Tüm yaptıklarınız kendinizi bu olaya dahil etmenize yetmezse, duygularınızdan eşinize mutlaka bahsedin. Ona endişelerinizden, dışlanma ve yalnız kalma korkunuzdan bahsederseniz, size bunların ne kadar yersiz korkular olduğunu anlatıp, içinizi rahatlatabilir.
9- Profesyonel eğitim alın
Anne ve baba olmak genellikle yaşanılarak öğreniliyor deniyorsa da, öğrenilerek de yapılabilir. Bu yüzden sorunlara daha objektif bakabilen uzman desteği, her zamankinden daha önemli olabiliyor.
10-Doğumu kaçırmayın!
Anneler için bebeklerinin dünyaya geldiği ilk ana tanık olmak, dünyanın en güzel anlarından biridir. İşte bu yüzden annelerin büyük bir kısmı, genel anestezi uygulanan sezaryenli doğum fikrine sıcak bakmazlar. Doğum korkuları nedeniyle genel anestezi ile sezaryen olsalar bile, o muhteşem anı kaçırmak, içlerinde bir uhde olarak kalır... Baba olarak bu anı yaşamak istemez misiniz? İlk kez bebeğinizi görmek, ilk çığlığını duymak size çekici geliyorsa, doktorunuza doğum anında eşinizin yanında olmak istediğinizi söyleyebilirsiniz.
11- Bebek bakımından kaçınmayın
Bebeğinizle mümkün oldukça temas kurun. Onu sevip okşamanın yanı sıra gazının alınması, altının temizlenmesi, giydirilmesi gibi konularda eşinize yardım edin. Bebeğime zarar vermekten korkuyorum diyorsanız, eşinizin durumunu düşünün. İlk kez bebeği olan annelerin sizden hiçbir farkı yoktur!
12- Annesi gibi emzirin!
Emzirme, anneyle bebeği arasındaki duygu alışverişinin en yoğun yaşandığı anlardan biridir. Eğer eşiniz çalışıyorsa ya da emzirme sorunu yaşıyorsa, bebeğinize biberonla süt verme fırsatını kaçırmayın. Ancak süt vermek o kadar kolay değil. Bebeğinizi biberonla beslerken eşiniz gibi emzirme pozisyonu alın, eşinizin memesi hizasında şişeyi yerleştirin ve bebeğinizi kendinize doğru iyice çekin.
13-Ön yargılara kulak asmayın
Bebeğin bakımıyla yakından ilgilenmek isteyen babalar, genel olarak toplumsal önyargılarla mücadele etmek zorunda kalabilir. Özellikle de bakıma yardımcı olan büyük anneler, halalar tarafından bir şekilde dışlanırlar. “Erkek ne anlar?” diye sizi bebeğinizin bakımından uzak tutmaya çalışanlara aldırmayın. Emzirme dışında, annesi kadar siz de bebeğinizle ilgilenebilir, ihtiyaçlarını öğrenebilir ve ona yardım edebilirsiniz.
14-Bebek sağlığı hakkında bilgi edinin
Bebeğin bakımı kadar sağlığı hakkında da bilgi edinin. Kilo alımı, boy uzaması gibi normal gelişim özelliklerini öğrenmeniz, bebeğinizin sağlıklı gelişimi hakkındaki endişelerinizi azaltır. Ayrıca ateş ölçmek, ateşini düşürmek, gazını çıkarmak gibi basit işlemler konusunda ön bilgi edinmeniz, hem eşinizin kaygılarını azaltır hem de bebeğinizin sağlığına katkıda bulunmanızı sağlar.
15- Kendinizi mükemmel olmak için zorlamayın
Eğer ilk defa bebek sahibi oluysanız, bu konuda son derece tecrübesiz olmanız doğaldır. Yukarıda bahsettiğimiz önerileri uygulayarak hem kendinizi rahatlatabilir; hem de gün geçtikçe tecrübe kazanabilirsiniz. Mükemmel olacağım diye, kendinizi zorlamayın.