Vücuttaki yetersiz demir seviyeleri, kırmızı kan hücresi üretiminin azalmasına neden olur. Belirtiler genellikle halsizlik, yorgunluk, sinirlilik, duygudurum dalgalanmaları, baş ağrısı, egzersiz intoleransı, iştah azalması (özellikle çocuklarda), pika, solukluk ve huzursuz bacak sendromu şeklinde ortaya çıkar. Küçük çocuklarda demir eksikliği, gelişimsel gecikmeler ve davranış bozuklukları riskini artırır. Tedavi, hastanın demir eksikliğinin giderilmesinin yanı sıra altta yatan etiyolojinin (örneğin ülser, malignite, menoraji, diyet eksikliği, demir emilim bozukluğu) ele alınmasını içerir. Dikkatli bir diyet ve adet öyküsü, endoskopi veya uygun görüntüleme nedeni ortaya çıkarabilir.
Demir takviyeleri tedavinin ilk aşamasıdır. Demir sülfat yaygın olarak kullanılır ve en yüksek biyoyararlanıma sahiptir, ancak glukonat veya fumarat formlarından daha fazla mide rahatsızlığına da yol açabilir. Enterik kaplı tabletler, duodenumdan (demir emiliminin en yüksek olduğu yer) bozulmadan geçebilir. Gastrik pH'ı değiştiren ilaçlar demir emilimini azaltabilir. Bunlara antasitler, proton pompa inhibitörleri ve H2 blokerleri dahildir. Takviyeler tolere edilirse aç karnına ve bu ilaç sınıflarından en az 2 saat önce veya 4 saat sonra alınmalıdır. Aynı anda askorbik asit alımı demir emilimini arttırır. Örneğin, bir bardak portakal suyu, gıdalardan demir emilimini önemli ölçüde artırmak için yeterli C vitamini içerir. Hasta oral takviyeleri tolere etmiyorsa veya zayıf emilim durumlarında kas içi ve damar içi demir tedavileri mevcuttur. Dozaj genellikle gastrointestinal rahatsızlık ve kabızlık ile dengelenen eksikliğin büyüklüğüne göre ayarlanır.
Ecem Tuğba Özkan
Beslenme ve Diyetetik (Diyetisyen)