Önceden sezaryen ile doğum yapmış bir annenin, bir sonraki doğumu vajinal yolla yapamayacağına inanılırdı. Teori, kasılmaların neşterle kesilen bölgeye yapacağı baskının rahimde yırtılmaya yol açarak anne ve bebeği tehlikeye atacağı kanısındaydı. Rahimde yapılan kesilerin çoğunun yukarıdan aşağıya rahimin ortasından yapıldığı ve en zayıf kısmında iz bıraktığı zamanlarda geçerliydi.
Oysa günümüzde yatay kesme işlemi neredeyse dünyaca kabul görmüş bir uygulamadır. Bu kesme işleminde rahmin sadece güçlü olan aşağı kısmına dikiş atmak gerekmektedir.
Takip eden doğumlarda uterusun yırtılma riski şu ankinden daha düşük olmasına rağmen doktorlar bu konuda, olası acil bir durumda hemen müdahale edebilmeniz için, sezeryan sonrasında bir normal doğumun tam donanımlı bir hastanede olmasını tavsiye etmektedirler. Anne ve bebek için yoğun bakım ünitesine sahip bir hastanede yapılması gerekir.
İkinci bir sezaryen ancak iyileşme göstermemiş ve sezaryena neden olmuş probleminizin varlığını koruması veya sözü geçen problemin kendini tekrar ettiği durumlarda gereklidir. Örneğin ciddi bir kalp rahatsızlığınız varsa, çoğu doktor normal yolla doğum yapmanızı riskli bulacağından sezaryen doğumu tercih edeceklerdir.
İlk doğumda sorun olan bebeğin başı ile pelvis uygunsuzluğu; yani bebeğin başı ile annenin doğum kanalını oluşturan pelvik yapılar arasındaki uygunsuzluk ikinci doğumda da sezaryena ihtiyaç duyulacağını göstermez. İkinci bebeğinizin büyüklüğüne bağlı olarak doktorunuzun da onayıyla normal yolla doğum yapmayı deneyebilirsiniz. Yapılan araştırmalar ilk doğumunda baş pelvis oransızlığı ile teşhis edilip sezaryenla doğum yapmış bazı annelerin bir sonraki hamileliklerinde daha büyük bir bebeği normal yolla dünyaya getirdiklerini göstermektedir.
Preeklampsi, doğum esnasında bebeğin sıkıntı içinde olması, plesanta previa ve bebeğin ters bir pozisyonda olması, sezaryen doğumu gerektiren durumlardır. İlk hamilelikte meydana gelen bu durumlar ikinci hamilelikte ortaya çıkmayabilir ve iyi bir destekle sezaryen sonrası normal doğum yapabilirsiniz.
Türkiye’de çoğu doktor sezaryen sonrası doğumlarda gerek hastanenin yetersizliği gerekse annelerin endişelerinden dolayı anne adayına normal doğum konusunda şans vermeyip direk sezaryen doğumu tercih etmektedir.