Çocuk sahibi olacak anne ve baba adayları için hamilelik süreci oldukça heyecan verici bir süreçtir. Hamilelik sürecinde anneler fiziksel olduğu kadar duygusal değişimlerde yaşarlar. Bu duygusal değişimlerin içerisinde annenin yaşadığı yoğun kaygı ve korkular da yer alır. Annenin yeni canlıya adapte olmaya çalışması ile vücutta bir takım hormanal dengesizlikler yaşanabilir. Anneler hamilelik döneminde birçok duruma karşı daha fazla hassas ve daha fazla korku duyarak yaklaşabilirler. Bu süreçte anneler ani olarak duyulan sesten, ona karşı olan tepkilerden korkabilir ve kendilerinde oluşan değişimleri anlamlandıramazlarsa bu durum onlarda daha fazla kaygı ve korku yaratabilir. Bu süreçte yaşanan bir başka değişimde kadının yaşadığı duygulardır. Anneler hamilelik döneminde normal hayatlarından daha fazla duygusal olabilir. Yaşadıkları bazı olaylarda duygularını daha fazla ortaya çıkartabilir. Son olarak anne adayının önceki yaşantısında tam olarak çözümleyemediği panik atak, depresyon, obsesif ve kompulsif bozukluk gibi psikolojik problemleri varsa ya da kişilik problemleri varsa, bütün yaşanan bu problemlerin hamilelikte tekrar ortaya çıkma olasılığı vardır. Annenin hamilelik sürecinde, geçmişte yaşamış olduğu ve çözümleyemediği bir problemi olur ise anne bu bağlamda uzman desteği almaktan kaçınmamalıdır.
Anne Adaylarının Gebelikte Yaşadığı Korku ve Kaygılar
Anne adayının hamilelik süreci zor geçiriyorsa, mide bulantıları fazlaysa, korkuları varsa, aşırı gerginse bu durum annenin uykusunda problemler yaşamasını da beraberinde getirebilir. Uykuya daldığında sık sık uyanma, uykusunda kâbus görme ya da fazla uyuma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Anne adayının bu süreçte gördüğü kâbuslar sıklıkla çocuğunu düşürdüğü, kendisinin öldüğü, çocuğunun zarar gördüğü ya da korku ve panik içerisinde çaresizce kaldığı kâbuslardır. Bazı anne adayları ise gebelik süreçlerinde kaybetme korkusu yaşayabilir. Bu tip yaşanan kaybetme korkuları annenin geçmişinde yaşadığı bir düşük öyküsü ve ya annenin hamileyken yaşadığı küçük bir kanamaya bağlı olabilir. Eğer bu kaygılar ve korkular hiçbir şeye bağlı değilse annenin kaygılı ve takıntılı olan kişilik yapısından da kaynaklanabilir. Anne adaylarının hamileliğe dair kaygıları olduğu kadar doğuma ve bebeğin doğduktan sonra ki sürecine dair duyulan kaygıları da olabilir. Bebek doğduktan sonra onunla nasıl ilgilenecekleri, ona kendilerini veremeyecekleri ve ona iyi bakamayacaklarına dair kaygıları oluşabilir. Buna ek olarak anne adayları özel gereksinimli bir çocuk dünyaya getirebilecekleri ile ilgili de kaygı da duyabilirler.
Gebelikteki Korku ve Kaygılarla Nasıl Başa Çıkılır?
Öncelikle anne adayanın çocuk doğurmak için hazır olup olmadığını teyit etmesi gerekir. Bir çocuğu dünyaya getirmek sevgisini çocuğa aktarıp pekiştirmek için mi yoksa toplumsal bir ritüel olduğu için mi o çocuğu istiyor annenin bunu anlamlandırması gerekir. Bu bağlamda önemli olan şey doğru zamanda gerçekleştirmek olacaktır.
Anne adayı kendisini hazır hissediyor ve eşiyle de birlikte karar vererek hamile kalıyor fakat kaybetme korkusu yaşıyorsa, çocuğun doğum sırasında veya sonrasında bir şey olacağına dair korku duyuyorsa mutlaka doktoruna danışması ve doktoru tarafından bu durumun çözümlenmesi gerekir.
Anne adayının yaşadığı kaygılı ve korkulu durumlar çözülmediği zaman uyku problemleri de devam edecektir. Bu süreçte yaşanan uyku problemleri için en pratik yöntem, nefes ve gevşeme egzersizleridir. Ağızdan alınıp burundan iki katı sürede verilen nefes anneleri rahatlatacaktır. Kontrollü bir şekilde gözlerin kapalı olması, gevşeme egzersizinin kasları gevşeterek gerilmiş kasları yumuşatması ve rahatlatması uykuya geçişi kolaylaştıracaktır. (Youtube’ den nefes ve gevşeme egzersizi videolarına bakabilirsiniz.)
Gebelik sürecini olumsuz etkileyen durumlardan birisi de geçmiş zamanda çözümlenmemiş kişilik yapısı, psikolojik problemler ve eşle yaşanan ilişkisel problemlerdir. Bunun için de anne adaylarının hayatlarına çok yönlü bakabilmeleri adına bir uzmandan destek alması faydalı olacaktır.
Şebnem Pusa
Psikolog & Oyun Terapisti